Adına aşk diyoruz… Aşık olduğumuzu hissediyoruz… Belki de duyguların arasındaki en yoğun duygu aşk… Yüzyıllardır adına şarkılar, şiirler yazılan, mücadeleler verilen, hayaller kurulan, gözyaşları dökülen, hatta uğruna ölünen aşk…
Edebiyatta uçsuz bucaksız bir yeri olan aşkın bilimsel olarak ta bir tanımı bulunmaktadır. “Aşk, güçlü bir bağlılık hissi ve kişisel bağlanma duygusudur”. der dünyaca ünlü Merriam- Webster sözlüğü.. Oluşan bu bağlılık ve tutku insan vücudunda anlamlı değişikliklere yol açar. Sağlıkta aşık olunca oluşan değişimler yıllardır araştırmalara konu olmuştur. Birçok çalışma sonucunda da aşkın kilo verdirdiğine dair bulgular vardır.
ABD’deki Harvard Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, beynin duygusal, bilişsel ve sosyal davranışlarla ilintili bölgelerinde etkili olması nedeniyle “aşk hormonu ” olarak bilinen oksitosinin kilo vermekte etkili olduğu ortaya çıktı. Evet yapılan araştırmalara göre aşık olan her 10 kişiden 8’i kilo vermektedir. Erkekte kadında aşık olduğunda zayıflamaktadır. Araştırmaya katılan “âşık” kadınların yüzde 62’si, erkeklerin ise yarısı ilişkileri başladıktan sonra kilo verdiklerini söylemişlerdir. Ayrıca sevgilisi olan kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla kilo verdiği tespit edilmiştir. Bu durumda akıllarda aşkın kilo vermede nasıl bir etkisi olduğu sorusunu doğurmaktadır.
Aşk insanın kimyasını değiştirir. Vücutta aralarında endorfinin de bulunduğu mutluluk hormonlarını artırır. Mutlu olan insanların ise daha sağlıklı beslendiği gözlemlenmiştir. Âşık olunca salgılanan melatonin, serotonin, adrenalin ve oksitosin hormonları kanserden şişmanlığa birçok derde çare olan hormonlardır. En çok dikkat çeken etki ise, aşkın beyinde sevgi, sevilme, koşulsuz sevgi ve ait olma duygularını oluşturması ve buna bağlı kişide psikolojik açlığın doyurulmasına ve iştahın kapanmasına neden olmasıdır. Duygu eksikliğinden kaynaklı oluşan özellikle karbonhidrata yönelik yeme atakları aşk ile beraber yok olmaktadır. Yani ilginin yemekten başka bir şeye kayması durumu da oluşuyor diyebiliriz.
Aynı zamanda aşk ile beraber salgılanan mutluluk hormonları rahat uykuyu ve bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesini de sağlar. Kişi daha az hasta olur. Bütün hastalıkların düşen bağışıklık sistemi yüzünden ortaya çıktığını düşünürsek, aşk vücut için koruyucu ve yenileyici bir kalkandır diyebiliriz. Bunlara ek olarak salgılanan hormonların metabolizmaya olan etkisi de yok sayılamaz. Heyecanlandığımızda içimizde oluşan kıpır kıpır his metabolizmanın hızlanması ve eskiye oranla yediklerimizin daha fazla yakılabilmesi anlamına gelmektedir.
Bazı besinler beyinde birtakım uyarılara neden olur ve böylelikle mutluluk hormonları harekete geçer. Bu besinler aşkın ilacıdır ve devamlılığına yardımcı olur. Bal, rezene, karanfil, safran, meyan kökü, yasemin, kekik, maydanoz, roka, kereviz, limon, istiridye, havyar, marul, salatalık, kakule, keçiboynuzu, siyah üzüm, muz, çilek, armut, şeftali, incir, hurma, fıstık, fındık, badem, keten tohumu ve ceviz gibi…
Malzemeler:
-2 yemek kaşığı doğal tereyağ
-2 adet yumurta
-1 su bardağı rondodan geçirilmiş fındık, badem karışımı
-1 tatlı kaşığı karbonat
-1 tatlı kaşığı vanilya tozu
-limon rendesi
-küçük küçük doğranmış istediğin kuru meyveler
Yapılışı:
Oda ısısında yumuşamış tereyağı üzerine yumurtaları kırıp iyice karıştırın. Ardından bütün
malzemeleri sırayla koyun ve karıştırın. Oluşan karışımı yağlı kağıt serilmiş tepsiye incecik
olacak şekilde yayın. 185 derecede 25 dk pişirin. Tepsiyi fırından alıp bisküvi tabanına
istediğiniz şekilleri verebilirsiniz. Tekrar 185 derece fırında 15 dk daha pişirin. Afiyet olsun…